Her gün bir ekmek, bir CUMHURİYET    



CUMHURİYET           ANKARA CUMOK           HABERLER           ETKİNLİKLER           YOLUMUZU AYDINLATANLAR           BASINDA      
      



Söyleşi:

ALPER AKÇAM ile KATLEDİLİŞİNİN 43. YILINDA CAVİT ORHAN TÜTENGİL

Ankara CUMOK'un Cumhuriyet Gazetesi ve Cumhuriyet Kitapları'nın katkılarıyla düzenlediği, Yazar Alper Akçam’ın Katledilişinin 43. Yılında Cavit Orhan Tütengil başlıklı söyleşisi 10 Aralık Cumartesi günü Saat 15.00'te Ankara’da Cumhuriyet Kültür Merkezinde gerçekleşti. Tütengil'in çocukları Deniz Tütengil Mazlum ve Kaya Tütengil'in de katılımlarıyla gerçekleşen söyleşi yoğun ilgiyle karşılandı.

Söyleşi öncesi kısa bir konuşma yapan Ankara CUMOK Dönem Sözcüsü Nejdet Özer Cavit Orhan Tütengil’in 43 yıl önceki olaylı cenaze törenine katılanlardan biri olduğunu belirterek 43 yılın ardından onun Ankara’da ilk kez anıldığını vurgulayarak bu söyleşiye katılan Alper Akçam ile Tütengil’in çocukları Deniz ve Kaya Tütengil’e teşekkür etti.

Söyleşi Deniz Tütengil Mazlum’un görsel eşliğinde Cavit Orhan Tütengil’in kısa yaşam öyküsünü sunuşuyla başladı.

Babasının bir köy öğretmeni çocuğu olarak 17 Ocak 1921’de Tarsus’un Sebil köyünde doğduğunu, Haydarpaşa Lisesi ve ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun olduğunu anlattı. Tütengil’in ilk öğretmenliğini Antalya Lisesinde yaparken Cumhuriyet gazetesinin önemli isimlerinden Sami Karaören’in öğrencisi olduğunu belirterek ardından Diyarbakır Lisesinde yine felsefe öğretmenliği yaptığını, askerliğinin ardından Kepirtepe Köy Enstitüsünde öğretmen olduğunu anlatarak sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

“Burada çalışırken 1948’de ‘Köy Enstitüsü Üzerine Düşünceler’ kitabını yazıyor. Sonra Aksu Köy Enstitüsü öğretmenliği. Burada, yine öğretmen olan annemle tanışıyor. 1953 yılında Sosyoloji asistanı olarak İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde akademik yaşamına başlıyor. 1960’ta doçent, 1970’te profesör oluyor. Çok sayıda kitap yazıyor.

Cumhuriyet gazetesinin babam için çok özel bir yeri var: gazetenin yönetim kurulu üyeliğine seçiliyor ve yaşamını yitirene kadar gazetede köşe yazılarını sürdürüyor. Ve bilindiği gibi 7 Aralık 1979’da faili meçhul bir cinayete kurban gidiyor, henüz 58 yaşındaydı. Mezar taşında kendi yazısından şu alıntıya yer veriliyor: ‘Dünyamızı güzelleştirmeye bakalım. Can dostların ölümünden sonra yaşamanın bedeli, dünyamızı güzelleştirme doğrultusundaki çabalardadır.’

Son olarak babamın Yeni Ufuklar dergisinin Nisan 1967 tarihli sayısında yayınlanan ‘Korku Duvarı’ başlıklı yazısını paylaşmak istiyorum. Yazının bir bölümü şöyle: ‘Korkunun bir kaynağı içinde yaşadığımız ortam ise, öteki kaynağı da kendimizdir. Ortamdan gelen korkular günübirlik yaşamaktan doğacağı gibi, bazı çevrelerin isteyerek yarattığı korkular da olabilir. Bu sebeple olayları iyi değerlendirmek, yasalardan yana olan hak ve ödevleri kuşkusuzca kullanmak gerekir. Kişinin kendisinden gelen korkulara gelince, (…) ataların da söylediği gibi korkunun ecele faydası yoktur. Üstelik yiğit insanın bir kez ölmesine karşılık, korkak kişi sık sık ölür… İnsanları ve toplumları mutlu kılmanın ölçütleri çağlarla birlikte değişiyor. Günümüz toplumlarında mutluluğun ölçüsü insanı her türlü korkudan azade kılmak olmuştur. Bu sonuç, mihneti göze alan aydınların sayısı arttıkça bir özlem olmaktan çıkıp gerçekleşir. Yeter ki aydınlar, 'Korku Duvarı'nı geride bırakmış olsunlar.’"

Yazar Alper Akçam konuşmasına Cavit Orhan Tütengil hocayla ilgili konuşmaktan onur duyduğunu söyleyerek başladı. “Tütengil’in köy enstitülerine ilişkin Rönesans terimini kullanması onun ne kadar önemli bir sosyoloji bilim adamı oluşunun göstergesidir,” diyen Akçam özetle şöyle konuştu:

“Cavit hocanın öldürülüşü, ardından dava dosyasının kaybedilişi ve cinayetin gerisinde çok önemli insanların adının geçmesi çok önemlidir.

1961 Anayasası araştırma hakkından söz eder; araştırma özgürlüğü önemlidir. Cavit hoca tüm yaşamını araştırmaya adamıştır. O bir sosyal bilim insanıdır; tüm konuşmalarının arkasında rakamlar, istatistikler ve araştırmalar vardır. Bütün kitapları araştırma ürünüdür. ‘Köy Enstitüleri bize çok önemli aydınlar kazandırmıştır,’ der. Onun dışında Türkiye’deki ve dünyadaki bütün sosyolojik gelişmeleri günü gününe izleyen bir bilim adamı var mıdır bilmiyorum.

Bir araştırma yaparken Cavit Orhan Tütengil her zaman toplumsal bilim kaynağı olarak karşınıza çıkar.”

Alper Akçam konuşmasını “Tütengil gibi gerçek bilim adamlarını elimizden aldılar ama biz onların anılarına sahip çıkacağız, onların dile getirdiği gerçekleri haykıracağız. Sessiz kalmayacağız; her yerde doğruları haykıracağız,” sözleriyle sonlandırdı.

Kaya Tütengil ise “Babamın anısını yaşatan sizlere çok teşekkür ediyoruz,” dedi.


Paylaş