Her gün bir ekmek, bir CUMHURİYET    



CUMHURİYET           ANKARA CUMOK           HABERLER           ETKİNLİKLER           YOLUMUZU AYDINLATANLAR           BASINDA      
      

Panel:

TARİKAT, SİYASET, TİCARET
27. Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında

27. Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında Ankara CUMOK’un İTÜ Birlik katkılarıyla düzenlediği “Tarikat, Siyaset, Ticaret” başlıklı panelde Cumhuriyet Gazetesi yazarları Işık Kansu ve Deniz Yıldırım okurlarıyla buluştu.

25 Ocak Cumartesi günü Ankara’da İTÜ Birlik Salonunda gerçekleşen panel öncesi fotoğraf sanatçısı Gürsel Gökçe’nin fotoğraf gösterisi “Sönmeyen Işık”, ardından Türk Halk Müziği sanatçısı Haluk Özdemir’in Uğur Mumcu için söylediği türküler salonu dolduran yurtseverlerce ilgiyle izlendi, dinlendi.

Gazetemizin usta yazarı Işık Kansu konuşmasına “Panelin başlığı Tarikat, Siyaset, Ticaret Uğur Mumcu’nun bir üçlemesidir, ülkemizi örümcek ağı gibi saran bir üçlemedir bu” sözleriyle başladı. Mumcu’nun Rabıta adlı kitabında ayrıntılarıyla ele aldığı Rabıta örgütünün 3-14 Mart 1976 tarihleri arasında Pakistan’da toplanan Uluslararası Seerat Kongresinden ve orada konuşulan konulardan söz eden Işık Kansu o kongrede alınan kararların birçoğunun yaşama geçirildiğini, kalanlarının da gerçekleşmesinin yakın olduğunu, Milli Eğitimin ve müfredatların adım adım gericileştirildiğini söyledi.

Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Bahriye Üçok’un öldürüldüğünü ve siyasal islamın iktidarda olduğunu anlatan Kansu “Onlar öldürülmeseydi bunlar iktidarda olabilirler miydi?” dedi.

Ülkemizde durumun kötü olmasına karşın toplumda bir hareketlenme, bir kıpırdanma görüldüğünü, gençlerin ve ille de kadınların baş kaldırdığını vurgulayan Işık Kansu konuşmasını “Kadınlar ve gelecek kaygısına düşen gençler bu yolsuzluk, bu uğursuzluk düzeninin bitmesini istiyorlar. Işık yandı. Enseyi karartmayalım” sözleriyle sonlandırdı

Deniz Yıldırım Uğur Mumcu’yu zaten tanıyan bir kitlenin önünde onu anlatmanın kendisine düşmeyeceğini, Mumcu’nun fikirlerinin bugünü nasıl aydınlatacağı üzerine konuşacağını söyledi. Ülkemizin aydınlarının batı aydınlarından farklı olarak yalnızca fikir üretmenin ötesine geçtiklerini, aynı zamanda uygulamanın da içinde olduklarını anlatan Yıldırım Atatürk’ün de, Uğur Mumcu’nun da böyle olduğunu söyleyerek Mumcu’nun kendini yaşamdan kopuk bir felsefe içine hapsetmediğini vurguladı.

“Uğur Mumcu gibi aydınlar toplumun önderleridir; halkın aydınlarıdır. Uğur Mumcu’da benim gördüğüm gerçekçi iyimserliktir. O günün aydını olarak görülemez; geçmişle ve gelecekle ilgilidir, geçmişin ve geleceğin aydınıdır. Yitirdiğimiz bütün aydınlar öyledir. Çıkarları için kalemlerini kırmamışlardır. 90’larda aydınlar öldürüldüğünde aslında aydınlar değil; onların aydınlattığı halk cezalandırılmıştır” diyen Deniz Yıldırım Uğur Mumcu’nun geleceğe ilişkin işaret fişeği olma görevini yaptığını, yıllar öncesinden bugünler konusunda toplumu uyardığını söyledi.

Deniz Yıldırım konuşmasını “Mumcu bugün yaşasaydı iyimser gerçekçi yaklaşımıyla ‘bu iktidar yeter ki gitsin’den öte ‘bu iktidar gidince yerine ne gelecek’ konusunu sorgulardı. Uğur Mumcu’yu aydın yapan özelliklerinden biri de yalnızca karşı mahalleyi değil, bizim mahalleyi de eleştirmesi, uyarmasıdır. Bugün iyimser ama gerçekçi olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Yakınımızdan başlayarak insanların yaşamlarına dokunalım” şeklinde sonlandırdı.

Yoğun bir katılımın olduğu panel sonrasında Işık Kansu ve Deniz Yıldırım kitaplarını imzaladı.